Enerji yönetiminde kadınlar güçleniyor

 Enerji yönetiminde kadınlar güçleniyor
Okunuyor Enerji yönetiminde kadınlar güçleniyor

 

Enerji yönetimi ve otomasyonun dijital dönüşümünde dünya çapında uzman olan Schneider Electric, küresel çapta 100’ü aşkın ülkede 135 bini aşkın çalışanıyla faaliyet gösteriyor. Toplumsal cinsiyet eşitliği alanındaki çalışmalarıyla dikkat çeken şirket, kurum içerisinde esnek bir yapı ve eşitlikçi bir kültür yaratmak üzere yenilikçi politikalar sürdürüyor.

Schneider Electric, Türkiye, Orta Asya ve Pakistan Bölgesi İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı Berna Galipoğlu, çeşitlilik ve katılım konusunu, sürdürülebilirlik stratejilerinin en önemli taahhütlerinden biri olarak kabul ettiklerini ve kadınların iş hayatında daha fazla ve aktif rol almaları için önemli çalışmalara imza atmayı sürdürdüklerini belirtiyor. Berna Galipoğlu, Schneider Electric olarak çalışanlarına nasıl daha kapsayıcı olabilecekleri konusunda eğitim vermek için şirket içi gizli önyargı öğrenme programları sunduklarının altını çizerek şu bilgileri verdi:

“Faal olduğumuz 100’ü aşkın ülkede BM Kadını Güçlendirme İlkeleri’ne uyumlu bir yönetim anlayışını benimsedik. Bu kapsamda Birleşmiş Milletler Kadın Örgütü tarafından yürütülen HeforShe platformundaki lider kurumlardan biri olarak iş dünyasına önderlik ediyoruz. İlk kademe yöneticilerden üst yönetime kadar her kademedeki işe alma sürecinde cinsiyet eşitliğini sağlama kriterini de kapsayan, Corporate Knights listesinde bu yıl birinci sırada yer aldık. Kanadalı medya ve araştırma şirketi Corporate Knights tarafından hazırlanan ‘Dünyanın en sürdürülebilir şirketleri Global 100’ listesi, şirketleri cinsiyet ayrımından çevreye etkilerine kadar kurumsal sürdürülebilirlik performansına göre değerlendiriyor ve küresel bazda en iyi performansı gösteren 100 şirketi belirliyor.”

Yüzde 30’u kadın

Schneider Electric tüm bu bağlamlarda, çalışanları için daha iyi bir iş-hayat dengesi sağlamak amacıyla 2017 yılında başlattığı İşyerinde Global Esneklik ilkelerini de sürdürüyor. Şirketin Global Aile İzni politikası sayesinde, 100’ü aşkın ülkedeki Schneider Electric çalışanlarının yüzde 99’u, yasal izin kapsamının ötesinde, ücretli ebeveynlik, bakım ve yas izni alabiliyor. Bu oranı yüzde 100’e çıkarma hedefindeki şirketin geçtiğimiz yıllarda faal olduğu tüm ülkelerde başlattığı Ücret Eşitliği İlkesi de tavizsiz şekilde uygulanıyor. Schneider Electric’in 15 yıl önce, üst düzey bin yöneticisinin sadece yüzde 5’i kadınken, bugün küresel ölçekte bu oran yüzde 30’a ulaşmış durumda. Türkiye’de de yine Schneider Electric yönetim kadrosunun yüzde 30’u kadın yöneticilerden oluşuyor.

Kadınların başarısı ilham verici

ÖZLEM DAĞ

Bahçeşehir Koleji Genel Müdürü

Yanındayız Derneği Kurumsal Üye

Eğitimin amaçlarından biri önyargıları kırmak, toplum genelindeki algıları iyiye doğru dönüştürmektir. Kadınların ekonomik bağımsızlıklarının, yaşamın her alanında iyileştirici, dönüştürücü bir etmen olduğuna inanıyorum. Kadınların başarıları toplumun tüm kesimlerindeki kadınlar için ilham vericidir. Ekonomik bağımsızlığa sahip, eğitimini ve yeteneklerini profesyonel hayatta ortaya koyabilen, kariyer inşa eden kadınların toplumun genelinde yarattığı iklimin de tam olarak günümüzün ihtiyacı olan ilerlemeyi tetiklediği aşikâr.

Günümüzde yaşanan her türlü eşitsizliğin altında sevgisizlik ve eğitimsizlik yatıyor. Eğitim ise bir toplumda sevginin, paylaşımın ve eşitliğin yeşermesinin en temel aracıdır. Anaokulundan üniversiteye dek her öğrencimize, herkes için eşit, özgür ve adil bir dünyanın anahtarının kendi ellerinde olduğunu söylüyoruz. Kadın hakları ve cinsiyet eşitliği toplumsal ve küresel bir konu. Kadın olsun erkek olsun toplum bir bütündür. Günümüzde cinsiyet eşitsizliği başta olmak üzere her türlü eşitsizlik geride kalmalıdır.

Ayrımcılık

Birleşmiş Milletler’in de belirttiği gibi kadınlar ve kız çocuklarına yönelik ayrımcılığın ortadan kalkması temel insan hakkıdır. Aynı zamanda toplumların kalkınması ve sürdürülebilirlik için de vazgeçilmez bir maddedir.

Dünyanın en gelişmiş refah toplumlarına baktığımızda kadınların önemli roller üstlenmiş olduğunu görüyoruz. Bu, kadınların erkeklerden daha zeki veya daha becerikli olmalarından kaynaklanmıyor. Kadınların, ayrımcılığa uğramadan eğitim ve iş olanaklarına erişebilmesinden kaynaklanıyor. Toplum ancak bir bütün olarak kalkınabilir. En temel haklardan başlayarak “ayrıntı” gibi görülen ancak aynı önemde konuları da çözerek ilerlemeliyiz. Kız çocukları hiçbir ayrım görmeden eğitim olanağına ulaşabilmelidir. Meslek seçiminde özgür olmalıdır. Kendi kararlarını verebilmeli ve destek görebilmelidir. İş yaşamında ayrımcılığa uğramamalıdır. Ev işleri başta olmak üzere toplumsal cinsiyet kalıplarına hapsedilmemelidir.

Hakkımızı savunmalıyız

Özetle, kadınlar olarak bizlere büyük iş düşüyor. Her alanda cinsiyet ayrımcılığı başta olmak üzere tüm ayrımcılıklara karşı durmalıyız. Hem kendi hakkımızı her platformda savunmalıyız hem de tüm eşitsizlikler üzerinde gözümüz olmalı. Salgın hastalık gibi din, dil, ırk, cinsiyet ayrımı olmayan hayati bir konu, hepimize bu gerçeği yeniden hatırlattı. Bu konuda bireysel çabalarımızın çok kıymetli olduğunu düşünüyorum ancak bundan daha değerli olan, bireysel çabaların birleşerek büyük etki alanlarına ulaşabilmesidir. Ben bir kadın, bir eğitimci ve anne olarak toplumsal cinsiyet eşitliğine dair çalışan herkesin “Yanındayım” diyorum. Bunu çoğaltarak “YANINDAYIZ” deme fırsatı sundukları için de Yanındayız Derneği ile birlikte çalışmaya, gönülden desteğimi sunmaya devam edeceğim.

Yapılan Yorumlar
Bir Yorum Yapın