Mert İnan – Son yıllarda Bulgaristan, Çekya, İspanya ve Hollanda’da eroin laboratuvarlarında asetik anhidritin daha ucuz ve kolay ulaşılabilir olması nedeniyle asetik anhidrit sevkiyatında farklı rotalar kullanılmaya başlandığı ise güvenlik birimlerinin raporlarında yeralırken “Türkiye 2020 Uyuşturucu Raporu”nda, “Son dönemlerde özellikle Gürcistan olmak üzere Kafkas Rotası üzerinde bulunan bazı ülkelerdeki asetik anhidrit yakalama miktarlarındaki artışlar bu düşünceyi destekler niteliktedir” bilgisi paylaşılıyor. Güvenlik uzmanı Feramuz Erdin Milliyet’e yaptığı açıklamada uyuşturucu madde türevlerinin 400’den, nerdeyse 800 çeşide çıktığı bilgisini paylaşırken, Suriye’nin en önemli zehir rotalarından biri haline geldiğine dikkat çekiyor:
PKK’nın elinde
“Afrika’dan giden rotanın bir ucunda Suriye olduğundan bu rota direk terör örgütlerine finans sağlayan bir güzergâh konumunda. Suriye iç savaşından ardından zehir tacirleri ve kaçakçıların göz diktiği bir yer haline geldi. Terör örgütleri için mutlaka kara ve kirli para kaynakları gerekir. Terör grupları için bunun en kolay yolu uyuşturucu üretim ve kaçakçılığıdır. Bu nedenle PKK dahil olmak üzere yasa dışı tüm örgütlerin hamurunda uyuşturucu kaçakçılığı vardır. Afganistan, İran, Pakistan üçgeninde üretilen uyuşturucu aynı zamanda Irak ve Suriye’deki terör koridorundan Akdeniz, oradan da deniz yoluyla Avrupa’ya taşınıyor. Avrupa’daki zehir piyasasının uzun zamandır PKK’nın kontrolünde olduğunu biliyoruz. Asıl sorun Türkiye’nin eroin güzergâhında hedef ülke haline gelmesi. Afganistan ve İran’da üretilen eroin, Türkiye üzerinden transit olarak Avrupa ülkelerine gönderilir, bir kısmı da Avrupa üzerinden ABD’ye kaçırılır, karşılığında kara para çıkışı olurdu. Ancak son yıllarda Avrupa’da çok sayıda sentetik uyuşturucu laboratuvarını ortaya çıkması değişikliğe yol açtı. Zehir tacirleri eroini sentetik haplarla takas yoluna gitmeye başladı. Sokak jargonuyla söyleyecek olursak ‘malı malla değiştirme’ yöntemine geçiş oldu. Sentetik uyuşturucu fazlası ortaya çıkınca, simsarlar bizim gençlerimize de yöneldiler. Türkiye asitmetrik bir savaşın çeşidi olarak uyuşturucu tacirlerinin hedef ülkesi konumunda. Yabancı istihbarat yapıları, ‘kim, kimin gençliğini alt ederse’ mantığıyla hareket ediyor.”
Türkiye tehdit altında
Güney sınırımızdaki illerde captagon üretilip Arap ülkelerine yollanıyordu. Ancak kolluk güçleri, güney sınırındaki rotayı baskı altına alınca üretim üssü Suriye’ye kaydırıldı. Kokain rotası ise daha önce karşılaşmadığımız bir güzergâh. Kokain, Türkiye üzerinden Ortadoğu, İran ve Asya’ya ulaştırılırken, Kafkas rotası da simsarların tercih ettiği hatlardan. Devletlerin bilgisi olmadan böylesi büyük sevkiyatlar yapılamaz. Latin Amerika’nın bir ülkesinden tonlarca kokaini gemiye yüklediğinizde herhangi bir istihbarat veya güvenlik birinin haberi olmaması söz konusu değildir. Bugün Türkiye’de anlam veremediğimiz şiddet olaylarının altında uyuşturucu kullanımı, yoksunluğu ve etkisini gözardı edemeyiz. Uyuşturucu rotasında transit ülke olan Türkiye, dört koldan büyük bir tehdit altında.”
Türkiye’de 2019 rekoru
Türkiye 2020 Uyuşturucu Raporu’nda, 2019’da 16 bin 265 eroin olayı gerçekleştiğine işaret edilerek, şu detaylara yer verildi: “Bu olaylarda 25 bin 755 şüpheli yakalanmış ve bir önceki yıla göre yüzde 8.8’lik artışla 20 bin 165 kg eroin maddesi ele geçirilmiştir. Cumhuriyet tarihinin en yüksek miktardaki eroin yakalaması gerçekleşmiştir. Ülkemizde yapılan asetik anhidrit yakalamalarının bir çoğunun nihai hedefinin Kuzey Irak olduğunun tespiti ile 2018 ve 2019’da aynı bölgeden ülkemize yönelik eroin yakalamaları, terör örgütlerinin bahse konu bölgede yasa dışı eroin üretimi ve ticaretini yönlendirdiği yönündeki bulguları kuvvetlendirmektedir.”
YARIN: POLİS AKADEMİSİ’NDEN ESRA ÇETİNÖZ ANLATIYOR…
