Adalet Sara, eski eşi İbrahim Tatlıses’in “İdo ve Melek Zübeyde dışında hiçbir çocuğumun düğününden haberim olmadı” savına toplumsal medya hesabından karşılık verdi.
Şanlıurfa’da yaşayan Adalet Sara’nın açıklaması şöyle:
“Yapılan röportajda İbrahim Bey’in yalnızca Melek Zübeyde ve İbrahim’in (İdo) evliliğinden haberi olduğunu, öteki çocuklarının evliliğinden haberi olmadığını söylemesinin gerçekle hiçbir alakası yoktur. İbrahim Bey’in söylediğinin tersine her üç çocuğumun evliliğinden haberi vardı. Lakin babalık görevini ne yazık ki, evliliklerinde yapmadı ve yapamadı.
“BAHANELER BULARAK DÜĞÜNE GELMEDİ”
Oğlum Ahmet Salim’in birinci evliliğinde kendisini şahsen ben aradım. İstanbul’da meskeni düzdük ve Şanlıurfa’da yapılacak düğün hazırlığını tarihine bildirdik. Mazeretler bularak düğüne gelmedi. Düğün günü aramadı ve daha evvelden de sonradan da hiçbir yardımda bulunmadı. Daha sonra Müslüm Mert’imin annesi (Allah rahmet merhamet cennet yer eylesin) lösemi illetinden vefat ettikten bir süre sonra Ahmet Rüzgar’ın annesi Tülay ile evliliğinde İbrahim Bey’i aradım.
Hiçbir maddiyat beklemediğimizi, daha evvel yapmış olduğu yanılgıyı tekrarlamaması için düğüne katılmasını rica ettim ve düğün vaktinde ne yazık ki “Antalya’da konserim var” diyerek bir yabancı üzere düğüne çelenk gönderdi. Telefonla arayıp tebrik bile etmedi. Dünür olarak gelinleri istemeye bile gelmedi. Oğlum Ahmet Salim’e her iki evliliğin de de hiçbir maddi yardımda bulunmadı.
Büyük kızım Gülşen Sara’yı ablamın oğlu yeğenime görücü yoluyla isteme talebinde bulununca İbrahim Bey’i aradım. Hiç olmazsa kız evlat olması münasebetiyle bu kere babalığını yapmasını söyledim ve yeniden tıpkı mazeretler.
“HİÇBİR YARDIMDA BULUNMADI”
Bizler şanlı dinimizin asıllarına, örflerimize ve geleneklerimize bağlı olduğunuzdan ablamlar rica ettiler, İbrahim Beyefendi Ankara Çakır Gazinosu’nda sahne alıyordu. Ankara’ya kaldığı otele gittik, damadın ağabeyi Mahmut, Allah’ın buyruğu ve peygamberin kavli ile İbrahim Bey’den Gülşen Sara kızımızı istedi. ‘Tamam daha âlâ, hiç olmazsa akrabadır’ diyerek olumlu yanıt verdi. Şanlıurfa’ya döndük ve ne yazık ki tekrar hiçbir yardımda bulunmadı. Tekrar de telefon açıp düğün için kendisini müsait olacağı bir tarih istedik.
‘İstediğiniz vakit yapın ben kız babasıyım, düğüne falan gelemem’ dedi ve ne düğüne geldi ne de aradı. Ne acayip Melek Zübeyde’nin düğününe katıldı ve düğünde su dağıttığını söyleyen tekrar kendisi. Küçük kızım Gülden Ferah için de görücü yoluyla istenmek talebinde bulunulduğunda yeniden tıpkı şeyleri yaşadık.
“BABA OLARAK ‘OLUR’U ALINDI”
Her üç çocuğumun evliliğinden haberi vardı ve üçünde de baba olarak oluru alındı. Ne gelin kızımızın ne de kızımızın istenmesinde bulunmadı. Torunlarım Müslüm Mert, Burak Faruk, Ahmet Sait, Ahmet Rüzgar, Ahmet Aslan, Berfin, Hatice Vera ve Tülin… Doğumlarında ve sünnetlerinde de tıpkı şeyleri yaşadık.
İbrahim Beyefendi 1994 yılından şimdiye kadar oğlum Ahmet Salim’in meskenine üç kere gitmiştir. Şimdiye kadar ise Gülşen Sara ve Gülden Ferah kızlarımın konutuna bir defa dahi gelmemiş, görmemiştir. İbrahim Bey’in haberi vardı herhalde malum rahatsızlığından ötürü hatırlamıyorsa mazurdur lakin şayet değilse ki yapılan adaletsizliği aslında kör kadı, sağır sultan bile duyuyor, görüyor.
“EVLATLARIM SİZLERDEN ÖZÜR DİLERİM”
Kelamın kısası şudur ki, haberi vardı. Şayet haber dediği sevgili beraberliği ise kızlarım ve torunlarım bundan uzaktır ve bu açıklamaya yaptığım için evlatlarım sizlerden özür dilerim. Şayet söylemiş olsaydım, sizler yapmadığınızla suçlanmanın hüznünü, her haksızlığı yaşayıp sinenize çektiğiniz üzere bunu da çeker, bana müsaade vermezdiniz.”
